top of page

Kendini Bugün Koyduğun Yeri, Başkaları İçin Değiştiremezsin!



Her şeye rağmen başlangıçların insana iyi hissettirmek gibi bir etkisi vardır.

Yeni bir gün, hafta, ay, mevsim, yıl…

Özellikle de yeni yıl…

Pek çoğumuz için yeni yılın başlangıcı; geride bıraktığımız yılın kişisel bilançosunu yapmak, hayatımız hakkında düşünmek, olmak istediğimiz insan için kafa yormak, gelecek yıl için nerede olmak, ne yapmak ve nasıl bir hayat sürmek istediğimize dair bir düşünme fırsatı yaratır.



Belki de yeni yıl ruhu dediğimiz şeyin en çok da bu kısmıyla ilgileniyorum.

İşin popüler kültür kısmı olan; hediyeler, süslemeler, kutlamalar ve partiler kendimi bildim bileli hep çok uzak oldu bana.

Bunda yaşadığımız coğrafyanın ve kültürün de etkisi vardır elbet ancak fırsat buldukça dünyayı gezen ve başka ülkelerde de yaşama deneyimine sahip olmuş biri olarak bu fikrim hiç değişmedi.

Her yıl, yılın bu zamanı yeni yıla dair bir şeyler yazmak ve sizinle paylaşmak ise en sevdiğim ve değişmeyen rutinlerimden biri oldu.

Bu yıl özellikle iletişim konusunda oldukça geriye gittiğimiz bir yıl oldu.

 

İletişemedik…

Ne kendimizle, ne başkalarıyla…

Ne iş hayatında ne sosyal yaşamda ne de özel hayatımızda…

Peki bu duruma bir anda mı geldik, elbette ki hayır.

Bugünün gelişi her büyük tehlikede olduğu gibi usul usul, yavaş yavaş, her gün dozunu biraz daha artırarak kendisini gösterdi. Böyle olunca da kimse bunun bir tehlike olduğunu düşünmedi. Düşünmediği gibi normalleştirdi. Çünkü, değer yargılarının temeli sağlam olmayan zeminler için yeni gelene uyum sağlamak, elindekine sahip çıkmaktan daha kolaydır.

Halbuki elinde var olan; emek ve zaman verdiğin, her türlü duygu durumuna karşı uğruna mücadele ettiğin, deneyimler ve birikimler yoluyla bugüne taşıdığın, o çok kıymetli, tek ve biricik olan şey…Kendin…

Kendini bugün koyduğun yeri, başkaları için değiştiremezsin. Değiştirmemelisin.Kendini koyduğun yeri ancak ve ancak sen istediğin için; değişmek, gelişmek ve dönüşmek istediğin için değiştirebilirsin ki bu da olmazsa olmazdır.

Seni sen yapan değerleri, özellikleri, farklılıkları, renkleri bir başkası için değiştirmeye çalışmayı eğer daha fazla sevilmek, onay almak, kabul görmek olarak kodladıysan bu kodu silmenin şimdi tam zamanı.

Seni değiştirmeye çalışan, zorlayan, manipüle eden, kötü ve negatif hissettiren hiçbir insan, sen onun istediği kişi olduğunda seni daha çok sevmeyecek. Aksine o kişi bunu bir görev gibi gördüğü için, sen bugününe taşıdığın insanları teker teker kaybederken o bilhassa yanında kalıp izleyecek ve sen artık yalnız kaldığında o da gemiyi terk edecek.

İnsanın yaşamı içinde bunları anlaması, anlamlandırması ve bu yönde hareket etmesi için kendisiyle çok sağlam bir iletişim ve ilişki kurması gerekir.

Eğer yukarıda saydıklarımı yaşıyorsan, yaşadıysan ya da yaşama ihtimalin olduğunu düşünüyorsan bu yıl kendin için yapabileceğin en kıymetli şey, “kendin olma yolculuğunu” hiç kimse ve hiçbir şey için değiştirmemen gerektiği fikrini kendine kabul ettirmen olacaktır.

Sana kötü, huzursuz, güvensiz, kaygılı hissettiren, kendin olma fırsatı vermeyen her insan ve ortam senin için yanlış olandır. Orada kabul görmeye çalışma, o insanı hayatında tutma ya da onun hayatına tutunma halinin altında yatan psikolojik sebebi bulmak ve o sorunu çözmek zorundasın.

Eğer bunu başarırsan, bulunduğun yer dünyanın her neresi olursa olsun, sen kendi yolunu kendi ışığınla aydınlatır, yanında her şart ve koşulda seninle olacak insanları bulur ve yerini sevmiş çiçekler gibi açarsın.

 

Şimdi durup bir düşünme, kendini değerlendirme ve yeniden keşfetme zamanı.

Yeni deneyimler içinde bulunarak, farklı yollardan yürüyerek, konfor alanından çıkarak… Bazen de Sezen Aksu’nun da dediği gibi; “Bir şiirden, bir sözden, bir melodiden bir filmden geçirip güzelleştirerek”…

 

Gökhan Dumanlı

Kasım 2023/Köln


64 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page