Kimseye söyleyemediğimiz ya da uzun uzadıya anlatamadığımız hislerin dışa vurumudur yazmak. Yazınca bilirsin; oradadır. O duygularla ilişkinde başka bir boyuta geçmişsindir artık. Psikolojik bir süreç bir nevi terapi. Kendinle konuşmanın farklı bir hali. Ve yazarken insanın zaman algısı tamamen şimdiden bağımsız işliyor. O anın nasıl geçmesine siz karar veriyorsunuz. Bazen ağır çekimde kalıyorsunuz bazen sizin bile tahayyül edemediğiniz bir zaman dilimindeymiş gibi hissediyorsunuz. Yazmak aslında ipleri eline almak. Hem kontrol etmek kendini hem de akışına bırakmak her şeyi... Bir şaşkın bir neşeli duygudan duyguya atlarken havada uçuşan polenler gibi anlamlı anlamsız bir mücadeleden nasıl çıkacağınıza karar vermeye çalışıyorsunuz. Kısacası yazmak kendini anlamlandırmaya çalışmaktır. Niyetini ortaya koymaktır. Kendine söz vermektir. Ve bazen yazmaya devam etmek istediğin için yepyeni anlamlar arayışına girersin... Benim için de her zaman öyle oldu. Yıllarca günlükler tuttum. 14-18 yaş arasıydı sanırım. Hala başucumdalar. Yolun yarısına geldiğim şu dönemde o anki yazdıklarımı dönüp okumak, ahh nasıl tarifsiz bir duygu... O dönemdeki Gökhan’la sohbet etmek… Günlükler yerini ilk gençlik yıllarımda internetin de hayatımıza girmesiyle blog yazmaya bıraktı. Her gün düzenli olarak internette açtığım bir blog sayfasına yazılar yazıyordum. Sonra bazı internet sitelerine hikayeler yazdım. Hemen akabinde dergi ve web portallarında köşe yazarlığı ve gün geldi ben kendi kitaplarını yazan bir yazar oldum.
Tam 8 Kitap! 8 Farklı yolculuk! Kitap sayfası olarak baktığımızda tam 1.291 sayfa! Dile kolay! Üstelik kitaplarımın yarısı çocuklar yarısı da yetişkinler için. Her kitapta başka bir ruhla doldum. Çocuk oldum, öğretmen oldum, anne oldum, baba oldum, çalışan oldum, yönetici oldum, aşık oldum, yalnız oldum, kalabalık oldum, dost oldum ve kim bilir daha nice ruhları taşıdım her satırda! Ve şimdi kitaplarıma bir de şarkı sözleri eklendi.
Yıllarca şiir yazar gibi karalayıp gün yüzüne çıkarmadığım bu sözler, şimdi müzisyen dostlarımın ellerinde, sözlerinde, melodilerinde can buluyor.
İlk olarak kitabım “Vakit Bir Buket Çiçek Yapma Vaktidir” için yazdığım “Düş Gibi”yi paylaştık sizinle.
Tüm dijital platformlardan dinleyebilirsiniz. Klibine de youtube kanalımdan ulaşabilirsiniz. Sonra dostum, müzisyen Ezgi Eyüboğlu için “Emanet Sevişler”i yazdım ve şimdi yine başka güzel şarkıların da eli kulağında.
Kitaplar gibi şarkı sözü yazmak ve onun da dinleyicilerle buluşması çok özel çok başka bir heyecanmış.
Tüm bu üretimlerin en güzel tarafı ise sizlerin duygu ve düşüncelerini bana ulaştırması, bu üretimleri paylaşması ve karşılaştığımızda gösterdiğiniz sevgi.
İşte bunlar en büyük motivasyonum.
Hayatın içini sevdiğimiz şeylerle doldurduğumuz, yaşamı bir bütün olarak kucaklayıp, kulağımızdan sevdiğimiz melodileri hiç eksik etmediğimiz nice güzel zamanlara…
Gökhan Dumanlı/Mart 2020
Kommentare