İnsanın hayatla ilişkisindeki en temel nokta kendini anlama, anlamlandırma ve yeni anlamlara sarabilme yetisine sahip olmasıdır.
Bu kolay gibi görünen ancak çok az insanın yaşam yolculuğunda üst sıralarda yer alabilen bu olgular ruhta derinlik, detayları fark edebilme, bakmanın ve görmenin boyutlarını kavrayabilme, beş duyuyla hayatı hissederek yaşama gibi gerçek yaşamın kapılarını açan bir anahtar görevi görürler.
İnsanlar, doğdukları andan itibaren kendisine öğretilenlerle yaşamını sürdürenler ve kendisine sunulanın dışına çıkma cesaretini gösterenler olarak genelde ikiye ayrılırlar. Bunun adına da “farkındalık” diyoruz. İşte o farkındalık ki bu hayatta “kim olmak, nasıl bir insan olarak yolumuza devam etmek ve gerçek yaşam düşümüzün ne olduğunu bulmak” gibi önemli soruların yanıtlarını
bulmamızı ve tatminkâr bir hayat sürmemizi sağlar.
Sanat, etki ettiği ve değiştirip dönüştürdüğü onlarca şeyin içinde burada da bize ışık ve rehber oluyor. Kendine, çevrene, diğer insanlara ve büyük resme farklı bir pencereden bakmanı sağlıyor.
Başka bir hayatın mümkün olduğunu, başka coğrafyaların, dillerin, dinlerin, milliyetlerin, renklerin ve cinsiyetlerin hikayelerini anlamımızı sağlıyor. Bizi bir araya getiriyor ve bütünün içinde bir ahenk
oluşturuyor. Bu ahengi görenler, anlayıp kavrayabiliyor. İzlemiyor, yorumluyor. Yaşamın kıyısında kalmıyor, ona iki elle sarılıyor. Çünkü tuttuğu şeyin kendi eseri olduğunu biliyor…
Bu yıl kendiniz için yapacağınız en güzel şey, sanatla daha çok bütünleşmek olsun.
Düşlerin, tutkuların ve özgürlüğün izinden giden bir yıl olması temennisiyle…
Gökhan Dumanlı
Comments