top of page

"Yaşamın İçini Sevdiğin Şeylerle Doldur..."

Güncelleme tarihi: 6 Kas 2020



Herkese uzun bir aradan sonra merhaba,

web sitemiz yenilendi ve böyle de bir blogumuz oldu :)

Ara ara bu blogda sizlerle yaşama dair yazılarla yine beraber olacağım.

Başlıktan da anlaşılacağı üzere bugün konumuz "yaşamımızın içini nelerle doldurduğumuz" üzerine...

Doğduğumuz an itibariyle başlayan ve birey olma yolculuğumuzun üzerinde çok büyük bir etkisi olan aile, çevre, içinde yaşadığımız coğrafya, kültür ve benzeri unsurlar bizim hayatı nasıl yaşayacağımızla ilgili karar süreçlerimize büyük etki ederler. Öyle ki biz büyüme sürecinde her şeyin tam da onların istediği gibi olmasına kanaat getirip belki de bize ait olmayan bir hayatı kurmaya, yaşamaya çalışırız.

Ta ki gün gelip de "ben neredeyim?, ne yapıyorum?, bunu gerçekten istiyor muyum?" gibi soruları kendimize sorana kadar.

Hepimizin hayatında böyle anlar olmuştur. Kimimiz bu anları geçiştirmeyi, bu soruların yanıtları üzerine düşünmeyip, güvenli, konforlu sandığımız limanda iskeleye bağlı yaşamayı tercih ederken; kimileri de bu soruların yanıtları için çalışmaya başlar.

Daha sessiz, daha mesafeli, daha yalnız olmayı tercih eder bi süre.

Etrafındaki sesleri susturup sadece kendi içini dinlemeye çalışır.

E kolay mı bunca yıl kim olman, hangi işi seçmen, nasıl bir kişiye aşık olman, nerede yaşaman, neye inanman ve hatta nasıl giyinmen gerektiğine kadar herkes bir şey söyledi. Şimdi sen oturmuş bunların ne kadarı benim seçimimdi ne kadarı başkalarını mutlu etmek için yaptığım ve sonra da benim olduğuna inandığım seçimlerim demeye başlıyorsun!

Korkma! Değişimin başladığı yerdesin...

Elbet kolay değildir insanın kendiyle yüzleşmesi ama o aynayla bir kez derinden ilişki kurunca ve içindeki diğer adamları/kadınları keşfettikçe işte o zaman yaşam boyu seni besleyecek olan kapıyı da araladın demektir.

Şimdi araladığın o kapıdan bak! Ne görüyorsun?

Nasıl bir adam ve kadın var orada, saçı nasıl, makyajı nasıl, sakalı nasıl? Hangi işle uğraşıyor, çalışırken ne dinliyor, masasında hangi çiçek, çerçevesinde kimin fotoğrafı var?

Eve giderken nereden alışveriş yapıyor, hangi yolu kullanıyor, market sepetinde hangi yiyecekler var?

Araba mı kullanıyor, toplu taşımayla mı yolculuk ediyor yoksa o çok sevdiği turuncu tekerlekli bisikletle mi gidiyor her yere?

Nerede yaşıyor, kırsalda mı kentte mi? Nasıl bir evi var? Duvarları ne renk? Kapıdan girdiği anda onu ilk karşılayan eşya ne? Enerjisi nasıl?

Hangi başka canlıyla aynı evi paylaşıyor. Kedi, köpek, kuş, balık, su kaplumbağası...?

Nasıl bir adam ve kadınla beraber, nasıl seviyor onu, nasıl bakıyor ona, nasıl dokunuyor?

Nasıl giyiniyor? Aynaya baktığında nasıl hissediyor, giyinirken dans da ediyor mu? Dişini fırçalarken bir taraftan da şarkılar söylemek geliyor mu içinden...?

Uzatabileceğimiz kadar uzun bir liste bu.

Hayatımızın içini nelerle dolduracağımızın listesi.

Hayatımızın en önemli listesi!

İşte bu listeyi doldurabilmek için önce kim olduğuna ve bu hayatı nasıl yaşamak istediğin karar vereceksin. Sonra açılan o kapı sana seninle ilgili hiç bilmediğin şeyleri gösterecek. O bilmediğin şeyleri öğrenmek için üzerine gidecek her yeni deneyimle kendinde farkettiğin değişimleri sevinçle kucaklayacaksın. Bu sana bilge bir zarafetle yaş almayı beraberinde getirecek. Okudukların, izlediklerin, dinlediklerin, hayatındaki insanlar bile değişecek belki. Değişimden korkma! Düş, kalk, dene, başar, yenil, bir daha düş, bir daha başar...

Yaşam elbet bir gün sona erecek ama sen geriye baktığında dolu dolu yaşanmış bir hayat göreceksin.

Unutma; hüzün de neşe de insana, yaşama dairdir. Ne hüzün denizinde boğulacak kadar derine inmeli ne de her şeyin her zaman gönlümüzce olacağı yanılgısına düşmeli...

Günün sonunda önemli olan ne kadar hikaye biriktirdiğimizdir...

Sevgilerimle...

Gökhan Dumanlı/Şubat 2020


*Dip Not: Sevgili okurlarım, "Vakit Bir Buket Çiçek Yapma Vaktidir" kitabım da işte tam da bu yazılardan oluşuyor... Keyifle okumanız dileğiyle...



139 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page