top of page
Yazarın fotoğrafıGökhan Dumanlı

“Allah sadece kalbi verir, içini sen doldurursun”

Güncelleme tarihi: 6 Kas 2020


Ne tuhaf değil mi? Nasıl da bir anda herkesin gündemi değişti.

Ne oldu? Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarken iyi miydi?

Kırdığınız kalpler, hiçe saydığınız duygular, görmezden geldiğiniz diğer insanlar, hayvanlar, ağaçlar, gökyüzü, deniz…

Hırs, ego, gösteriş, görgüsüzlük, şan, şöhret, ün, mal, mülk, para hırsı, emeksiz ekmek peşinde koşmak, emek hırsızlığı ve daha birçok şeyin akıl ve kalp bütünlüğünden, maneviyattan, inanmaktan üstün tutulduğu; ben merkezli yaşayarak, benden sonrası tufan diyerek, kazanmak uğruna her şeyi mubah görerek, yaşam tarzlarınızı insanların gözüne sokarak, kendinizi mükemmel görüp başkalarının kusurlarının peşine koşarak, inceliği, içtenliği, tebessümü hor görüp; kabalığa, menfi ilişkilere prim vererek sanıyor muydunuz ki hayatınızda her şey yolunda gidecek ve dünya buna karşılık vermeyecek!!

Sizden bir kap su bekleyen kediyi ayağınızla iterek, çarpıp öylece yolun ortasında bıraktığınız bir köpeği hiçe sayarak, kapınızın önündeki ağaca bir lokma su vermeyerek, mendil satan çocuğu elinizin tersiyle iterek, yardıma ihtiyacı olduğunu bildiğiniz insanları tam da o noktada yalnız bırakarak, yaptığınız iyilikleri insanların gözüne sokarak…

Üretme nedir bilmeden; size sunulan her şeyi satın almaya çalışarak, tükettikçe mutlu olmaya inanmayı bir kitap okumaya tercih ederek, maddi zenginliği içsel zenginlikten üstün tutarak….

Şimdi makarna 5 katı kolonya 3 katı fiyatına satılıyormuş. Niye şaşırıyorsunuz?

Yıllarca bu anlayışa çanak tutan, alkış tutan, seyirci olan hatta destekleyen kimdi?

Gerçekten üreteni, değer yaratanı, katkıda bulunanı, çalışarak bir yerlere geleni alkışladınız mı? Hayır, takip edip bir çift güzel söz yazdınız mı? Hayır, Dinleyerek, okuyarak, izleyerek destek oldunuz mu? Hayır. Hayır. Hayır.

Şu ülkede ne kadar gereksiz insan varsa hepsini baş tacı ettiniz.

Akıl ve kalp bütünlüğünü sağlamak, iyi görünmek derdinde değil; gerçekten iyi olmak için çaba vermek, kendi kendine yetebilen bir insan olmak, diğer insanlara saygı duymak, empati yapabilmek, büyüdükçe küçülebilmek, bir tebessüme vesile olmak, görgüyü, edebi, güzel ahlakı her şeyin üstünde tutmak… İnançlı, gücünü kendinden alan, okuyan, dinleyen, anlayan “insan” olabilmek…

Tasavvur der ki; “Allah sadece kalbi verir, içini sen doldurursun.”

Umarım bu hastalık tehdidi umarım bu kez hepimizi derinden silkeler, iç hesaplaşmaya götürür de yaşama dair aradığımız cevapların ne olduğunu bu defa gerçekten bulup o şekilde yaşamaya başlarız.


125 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page